Hem dünyaya tapınırcasına bağlanan böylece yüreği taşlaşan, hem de bin bir sıkıntı içinde kıvranan, dertlenen insana ne güzel bir ders verir. “Bu da geçer ya hu!.”
Günümüz insanı; yalnızlığı, huzursuzluğu derinden yaşıyor. Hep maddi çıkar peşinde koşan, adeta insanlığı, insani değerlerini unutan insan, kendi ektiğini acı bir şekilde biçiyor.
“Hep ben, hep bana” düşüncesini kendisine rehber edinen, böylece bireyselliği tapınacak bir değere çıkaran tavır, toplum halinde yaşamayı, birbirini anlamayı, yardımlaşmayı itiyor ve arkasından yalnız, yapayalnız bir dünyayı getiriyor.
Evet, “bu da geçer.” Dert de geçer, sıkıntılar da geçer. Sabretmek, her teşebbüste bulunarak nihayetinde kadere teslim olmak, “bu da geçer” demek. Zenginlik de biter, Karun gibi yaşamak, Firavunca zulmetmek de geçer. Ne güzel bir ders, derin bir öğüt, eskimeyen, her an yeni bir “ikaz” ve “uyarı” levhası: “Bu da geçer ya hu!..”
Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: düşünce birliği. O da rüzgarın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine. -- Cemil Meriç
Cumartesi, Kasım 28, 2009
Bu da geçer Ya Hu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)