Sayfalar

Cumartesi, Ağustos 08, 2009

ve Celle Senâük

-"Daha geçen hafta görmüştüm kapıda "
dedi birisi
-"Üç gün önce rastlaşmıştık camiiden dönüyordu "
diyor öteki, bir başkası
- "Daha bu sabah görmüş, selamlaşmıştık."
Şimdi, ... şimdi ise yok. cenaze namazının vaktini ve yerini öğreniyoruz. İşten izin alıyoruz, ve koşturuyoruz. Camii avlusu epey bir kalabalık. küme küme herkes bir kenarda laflaşıyorlar.
Metin durmaya çalışan bir oğul, bitkin bitmiş vaziyette bir eş ve feryad figan kızlar...
...
“Allah için salata, Peygamber için Salavata, Meyyit için duaya”
dedi tok ve donuk sesiyle hoca
namaz bitirip hellalikler alınıyor hızlıca, sonra pür telaş mezarlığa. İlk defa göryorum Asrii mezarlığı. Epey de güzel bir yer Karşıyakaya kıyasla ama yer bulunmuyormuş. Hıh...

Kalabalık yüzünden epey geride arabayı bırakıp yürüyoruz. Gayrı ihtiyari sağdan soldan mezar taşları okuyoruz.
Emekli general bilmem kim, Eski danıştay üyesi filanca , fransızaca öğretmeni falanca. Hiçbirinin bir önemi kalmamış hepsi aynı mekanda toprak altındalar.
Sevgili eşim ... , kıymetli babamız ..., Biricik annemiz ..., veasire vesaire. Ne tuhaf insan olarak değer verdiğimiz kim varsa gömüp gitmişiz...
Mezarın yanına varabildiğizde bir tandık geri dönmeye başlamıştı bile yanımızdan geçerken ""işlem bitti " dedi usulca
İşlem bitti...
ölüyoruz usul usul, sığmıyoruz mezarlıklara, biteviye ölüyoruz...

Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in'idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.* 20. mektup 7. kelime

2 yorum:

dunkof dedi ki...

ve la ilahe gayruk

Aruz dedi ki...

Her sabah 3 İhlas 1 Fatiha okuyacak evlat. Zenginlik olsa olsa bu olmalı. Bilemeyiz bu zenginliğe erişir miyiz. Ancak ölmüşlerimize bu zenginliği sağlayabiliriz.