Daha öncede yazıyım şunu dediğim fakat bir türlü elimin varıp da yazamadığım bir konuydu....
Dün gece haberleri dinlerken "Dünya çocukları Mevlanayı çizgi filimden tanıyacak" şeklinde güzelce başlayan haberi -müthiş bir zevkle - dinliyordumki . Haberin detayında ".... hurafeli çanakkale savaşı çizgi filminide yapan firma tarafından yapılmış...." deyince kan beynime sıçradı...
Söyleyeceklerim için şimdiden özür diyerek başlamak istiyorum. Bu haber pek çok basın kuruluşu tarafından haber yapılmıştı
Belediyeden hurafeli film
Haberin detayında "Marmara Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim görevlileri Prof. Dr. Cevdet Küçük ve Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, "Filmi izledik ve kurgusunun tarihi gerçeklere uygun olduğunu onaylarız"denmesine karşın çizgi filimin tarihi gerçeklere uygun olmadığı iddia ediliyor.
hemde bunu kim demiş Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay demiş. Bi kere bu adam tarihçi değil iktisat doktarası yapış olsa olsa en fazla iktisat tarihçisi -profösör mü o bile belli değil-
Bir iktisatçının sözüne karşı tarihçinin sözü ama yine de biz işimize gelene itibar ederiz öyle değilm mi?
Şimdide bir bizzat olayların içinde yaşamış birinin sözlerini aktaralım...
"
...
Mütekabil siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Ölenleri görüyor, üç dakika kadar sonra öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler , ellerinde Kur'anı Kerim Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar , Bilmeyenler Kelimei Şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir.
Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur!."
kim mi bu hurafeci! diyorsanız ? Atatürk. (Ruşen Eşref Ünaydın'ın" Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile mülakat" adlı kitabından) ve diğer hurafeler
Artık izninizle terbiyeyide bir kenara bırakarak anlıyacakları şekilde konuşmaya başlayalım yoksa bu kan beynimden inmeyecek...
Be Öküzler. Sizler maneviyattan mahrum bulunan öküzler olabilirsiniz. maneviyattan bahsedilince kırmızı görmüş öküzlerede dönüşüyor olabilirsiniz. Manevi şeyleri külliyen hurafe zanneden öküzlerde olabilirsiniz. Hatta Atatürkün "Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur!."* lafını anlamıyacak kadar da öküz olabilirsiniz. Amma hiç mi çizgi filim seyretmediniz hiç mi çocuk kitabı yada masalı okumadınız ? hiç mi çocuk şiiri okumadınız ? bu filim de bahsedilenler farz-ı muhal külliyen hurafe bile olsa buna itiraz edilmez ! edilemez çünkü bu çocuklar için hazırlanmış bir filimdir. Haber de firma sahibinin dediği gibi yani "Bu 'Truva' gibi bir film. Duygusallık da, abartı da olur. Biz belgesel değil, film çektik"
Ne diyeyim artık insaf....
Not: kan beynimden inince haksızlık ettiğimin farkına vardım. Öküz gibi her şeyiyle faydalı mübarek bir hayvana hakaret etmiş gibi olmuş özür dilerim. Ben öküz'ü mecaz anlamında kullandım bakınz TDK sözlüğü "Bön, görgüsüz, kaba, anlayışsız, yeteneksiz kimse."
* anlamadığı gibi anlaşılmasın diye makaslayacak kadarda öküzler "Kültür Bakanlığı'nın prestij kitabında bu paragrafa da yer veriliyor. Lakin... Paragrafın tam ortasında yer alan o iki cümle, nedense çıkartılmış, atılmış!.. " Okumak bilenler , ellerinde Kur'an-ı Kerim Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar , Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar" bölümü makaslanmış!.. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder