Sayfalar

Çarşamba, Temmuz 27, 2005

Arar Bulurmuydun Beni

şu dağlarda kar olsaydım olsaydım
bir asi rüzgar olsaydım olsaydım
arar bulur muydun beni beni
sahipsiz mezar olsaydım olsaydım.

şu yangında har olsaydım olsaydım
ağlayıp bizar olsaydım olsaydım
belki yaslanırdın bana bana
mahpusta duvar olsaydım olsaydım.

şu bozkırda han olsaydım olsaydım
yıkık perişan olsaydım olsaydım
yine sever miydin beni beni
simsiyah duman olsaydım olsaydım.

şu yarada kan olsaydım olsaydım
dökülüp ziyan olsaydım olsaydım
bu dünyada yerim yokmuş yokmuş
keşke bir yalan olsaydım olsaydım.

İnsanoğlunun fıtratında bulunan bir his; ilgi ve alaka görme başkaları tarafından beğenilme sevilme arzusu... ilgi, alakayı ve sevgiyi bebekken ağlayarak isterdik, çocukken yaramazlıklarımızla, gençlikte asiliğimizle...

Başkaları tarafından alaka görme ve sevilme ancak onlar tarafından güzel ve hoş görünmeyle mümkün olur. Peki sahipsiz ürkütücü bir mezarı kim arar? Siyah kesif ve boğucu bir dumanı kim sever? Elbette hiç kimse. Bizi sevenler aslında bizi değil bizdeki kendilerine hoş gelen şeyleri seviyorlar. Şairane bir ifadeyle

Cananı kim canı için sever canın sever *

Kim -yada Ne - olursak olalım bizimle ilgilenen birisi yok mu ? Ne kadar aşağalık ve sefil hatta iğrenç te olsak bize merhamet edecek bir zat yokmu ? Milyarlarca insanın ve sayısını bilmediğimiz yaratıkların içinde bize sahip çıkan yok mu ?

Var evet O var

Malik olan Allah
Rahman olan Allah
Rezzak olan Allah
Vedud olan Allah
Kayyum olan Allah var...
(*) Fuzulinin hoş bir beytidir. tamamı :
" Cananı kim canı için sever canın sever
Canı kim cananı için sever cananın sever"

Hiç yorum yok: