Sayfalar

diğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
diğer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Ağustos 31, 2021

Ne Yapmalı II


 

Yine bir Kıssayla başlayalım. 5 Maymun deneyi kıssası*

Bilim Adamları bir kafese 5 maymun ve bir merdive ve kafesin tepesinde Muz kuymuşlar. Dışarıyada bir görevli bırakılmış. Ne zaman maymunlardan biri ICAT çıkarıp merdivene tırmanıp muza ulaşmaya çalışsa, görevli soğuk ve tazyikli suyla başta merdivene çıkan olmak üzere bütün maymunları ıslatıp engellemiş. Doğal olarak maymunlar bir süre sonra muza ulaşmaya çalışmaz olmuşlar. Neyse Efendim  maymunlardan birini çıkarıp yerine yeni bir maymun koymuşlar. Yeni maymun hemen muzun farkına varıp ICAT çıkarmak için  merdivene hamle yapınca. Diğer maymunlar ICAT ÇIKARMA BAŞIMIZA deyu yeni maymunu bir güzel pataklamışlar.  Yeni maymunun durumu öğrendiğini gören bilim adamları diğer maymunlarıda birer birer çıkarıp yerlerine yeni maymunlar koymuşlar ve aynı sonuçlar. görülmüş

Sonuçda Ortada görevli olmasada Maymunlardan hiç biri ICAT çıkarmaya kalkmıyormuş, Icat çıkarmaya kalkanlarıda maymunlar kendileri pataklıyormuş.

 Geçenki yazımızda ulaştığımız sonuçlardan devam edersek. Toplum olarak Yetenekli ve Zeki bireylerimizi harıcıyoruz.** Hasbel kader yetişenide ICAT çıkarmasın diye dövüyoruz. Ne yapmamız lazım peki. 

Icat çıkarılıyor diye fertleri cezalandırmayı bırakmalıyız. Toplumun cezalandıracağız diye yüzyılllardır öğrendiği negatifi öğrenmeyi tersine çevirecek çalışmalar yapmalıyız.

Tavuk mu yumurtadan çıkar, Yumurta mı tavukdan çıkar ikilemi gibi bir durum var elbette. Yönetimmi kendini düzeltmeli , Insanlarmı kendini düzeltmeli. İçinden çıkılmaz bir durum. 

Örnek den yola çıkarsak
Yönetim olarak Islatmayı bırakıp merdivene çıkılmasını teşvik etmeye kalkıyorsunuz. Merdivene çıkılsın diye verdiğinizi yiyip çıkıyormuş gibi yapan maymunlar olabiliyor.  Birey olarak maymunun zaten hiç şansı yok, ya çevresinden ya çevresiyle beraber görevlilerden ceza alabiliyor.

Sonuç olarak ne tek başına Yönetim Ne tek başına ferdin çözebileceği bir problem değil.  Problemin politikaya evrilip çözümsüzlüğe yuvarlanmasıda ayrı bir problem.  Duydunuzmu bilmem Koçi Bey risalesi diye bir makale vardır. Osmanlı devletinin kötü gidişatıının raporlandığı bir çalışma, hemde taa Dördüncü murat devrinde.  

Padişah'ların etrafında dalkavuk devlet adamları vardır ve bu yüzden padişah, halkın sorunlarından uzaktır.
Tımar ve Zeamet sistemi bozulmuş, topraklar verimsiz, halk rahatsızdır.
Rüşvet artmış, memuriyet alım satımı yapılmaya başlanmıştır.
Kuruluş felsefesi, disiplin ve devletin beka'sı olan Yeniçeri ocağı artık silahını, padişah, devlet ve millete çevirmiştir.
Devlet adamalarının basiretsizliği, eğitimsizliği ve liyakatsizliği sorunları derinleştirmektedir.
Giderek her işe hatır karıştı, her şeye göz yumuldu ve hak etmeyenlere bir çok mevkiler verildi,
...
İyi-kötü belirsiz oldu. İyilerin iyi işlerinin değeri bilinmediği ve kötülerin kötülükleri cezasız kaldığından, âlim ve cahil birbirinden ayrılmadığından, ulemânın kıymeti bilinmediğinden, bilginlerin halk gözünde saygınlığı kalmadı.
...
âlim ve cahil eşit görülmezse ilim yolu kısa zamanda düzelir. Ancak, aldırış etmemekle âlem elden gider. 
   
Küfr ile dünya durur, zulm ile durmaz.

Evet Nerdeyse 400 yıl geçmiş ama aynı problemlere sahibiz.  O zamandan günümüze pek çok değişik siyasi görüşte insanlar, ülkemizin başına gelmiş ve gitmişleridir. Bu demektir ki Şu zevat zamanı iyiydi , yok aslında öteki zevatı muhterem çok iyiydi demenin hiç bir anlamı yok.  Toplumsal bir probleme parmak basıldığında iş hemen siyasete evrilip dipsiz bir kuyuya atılıyor.  Lütfen yazımızı böyle değerlendirmeyin. 

Eğer fert olarak yönetimde bir vazife almışsanız, bu problemleri elinizden geldiğince çözmeye çalışın. Yok yanlızca fert iseniz, yönetimlerin düzelebilmesi için ferdin yapabileceği bence yegane şey ; Hiç kimseye ama hiç kimseye yönetim anlamında gözleri tamamen kapalı güvenmeyin. Futbol takımı gibi taraftarlıkdan vaz geçin.  Bütün insanlar gibi siyasetçiler de ödül ve ceza sistemiyle hizaya girer.

Konumuza devam edersek.

Bir ideal belkide bir anlamda hayal peşinde yürümek lazım.  Kendimize güçlü olduğumuz yönleri gözetleyerek  bir görev tanımı yapmalıyız.  Görev dışı konulara fazlaca takılmamalıyız.  Çünkü bu takıntılar, başarısızlıklarımızın bahanesi hali geliyor. Nice çok yetenekli ve bilgili insanımızın acizlik batağına düştüğünü görüyoruz. Yönetim şöyle, akademi böyle, halk öyle, vs vs ... . Problemlerin kaynağının değiştiremeyeceğimiz sebeplere bağlanması, Acizlik sızlanması döngülerinde yitip gitmeye sebep oluyor. 


Yine darmadağın bir yazı oldu kusurumuza bakmayın.


 *  kıssası diyorum aslında böyle bir deney yapılmamış. bakınız

** Pek çok zamanda kendi kendilerini harcadıkları vaki. Mevcut düzeni anlayıp oradan çıkış yolu bulmak yerine, Agresif bir tavrıla ben her zaman haklıyım, her şey tam benim istediğim gibi olmalı. Deyip  olmadığında küskünlüklerden bataklığında debelenip kalırlar. Oysa ki Çok yetenekli ve zeki de olsanız, başarılı olabilmeniz için çevrenizden destek almanız gereklidir. Bakınız Dr Sheldon nın Nobel konuşmasında . " I have been encouraged, sustained, inspired and tolarated"  diyerek çok güzel vurguluyor. 




Cumartesi, Ağustos 08, 2020

Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Vallah !

 

Kadının biri çoçuğunun durumuyla ilgili görüşmek üzere öğretmenini ziyaret etmiş 

Kargaya yavrusu şahan görünürmüş misullu evlanına güzellemeler yaptıktan sonra

hocam demiş olur ya bazen bizimki şımarıklık yapar, gürültü yapar, yaramazlık yapar, 

Hiç çekinmeyin Bütün gücünüzle bir tokat vurun yanında oturan çocuğa, hemen susacaktır.

Başkalarının 

Şımarıklığı ,

 Üç kağıtçılığı,

Hesap bilmezliği

Hovardalığı,

İş bilmezliği,

Beceriksizliği

Yolsuzluğu,

Hırsızlığı,

Arsızlığı,

...

yüzünden tokat yemekten BUNALDIM...

Salı, Temmuz 02, 2019

Sahibinden Üçkağıtçı Proje




- Abi biz sizi takip ediyoruz, bizim bir projemiz var ortaklaşa yapalım diye rahatsız ediyoruz

- Yapalım tabi kardeş, Nedir projeniz

- Abi projemiz "Görüntü işleme bazlı Yapay Zekalı !  Bahçe rekolte tahmini"

- Yani ne bekliyorsunuz kafanızda ne var ?

- Abi Şimdi malum artık her cepte telefon var. Cep telefonundan Ağaçların fotoğraflarını çekecekler. Bu fotoğraflara göre bizim uygulama bu bahçeden şu kadar ürün çıkar diye tahmin yapacak. Nasıl süper fikir ama değilmi abi ?

- Dabi Dabi süper fikirmiş. Peki kardeş bu fotoğrafların çekimlerini nasıl standartlaştıracaksınız.

- Ne  standardı abi öyle şey mi olur. Alacak vatandaşın biri çekecek. Sistem artık kendisi eline ne gelirse oradan karar verecek.

- Peki proje esas sahibi kim  ?

- Abi büyük şirketler varmış bahçeleri toptan alıyorlarmış, Bizim bir arkadaşın "pek bir yakın tandığı !"  böyle bir şirketlerde çalışıyormuş.  O diyor "yapın projeyi paraya para demezsiniz."

- Anladım baştan size para verecek kişi de yok yani

- Evet abi de ne olacak sanki sen yazarsın görüntü işlemeli ve YZ lı kısımları bizde üzerine bir GUI patlatırız. Oldu bitti işte.

- Peki kardeş verileri nereden alacaksınız. ?

- Yine bizim bir arkadaşın  "pek bir yakın tandığı !" nın tanıdığı bahçe sahipleri varmış. Oralardan çekeriz abi

- Kardeş benim anladığım aslında elinizde para yok , veri de yok, verinin düzgünce çekilebileceği imkanda yok ve  hazır müşteride yok.

- Proje var ya işte abi, sen varsın, biz varız

- Dabi canım, ama unuttun sen  ben yazmış olayım  arkadaşın "pek bir yakın tandığı !" da var

- Sen işleri niye böyle yokuşa sürüyorsun abi, biraz olumlu baksana

- Senin bakdığın gibi kolay bir problem değil bu. Şak diye çözüm bekleyemezsin. Helde giriş verisinin standart bir yapısı olmadığında. Aynı ağacı çok değişik şekillerde çekebilirsin mesela bundan düzgün bir sonuç çıkarabilmek pek mümkün olmaz.

- Ya abi ya okuyoruz hep;
Doktordan daha iyi  teşhis koyan,
İnsandan daha iyi resim tanıyan
İnsandan daha iyi ses tanıyan,
...
çalışmalar var yalan mı bunlar

- Yalan değilde sana aktarıldığı gibi abartılı da değil

- Bir orta yol bulalım abi

- Bak güzel kardeşim tamam anladım ki anlatamayacağım vaz geçiyorum. Sana çok kestirme  bir çözüm sunacağım

- Dinliyorum abi

- Geçmiş yılların hasılatlarını alabilirmisin ?

- Alırız tabi abi

- Şimdi sen bir Cep telefonu uygulaması yapıyorsun

- Evet

- Bu uygulamada ağaç fotoğraflarını çekecekler

- Geçmiş yılların hasılatlarından ve ağaç sayısından  ağaç başına yıllık hasılat miktarlarını gösteren bir zaman serisi oluşturacaksın

- Evet abi

- Sonra bu bu serinin ortalamasını ve standart sapmasını bulacaksın

- Eee abi

- Formülü yazıyorum bak yaz bir kenara
Hasılat  =  Ortalama_Hasılat  +  Random()  * Hasılat_Standart_Sapması

Uygulamada her ağaç fotoğraf geldikçe  bu formülle bir hasılat miktarı hesaplar ve sonuda da hepsini toplarsın bi zahmet.

- Eee abi Görüntü işleme ve yapay zeka neresinde bunun

- Elbette reklamında kardeş

- Süpermiş abi ben hemen çalışmalara ! başlayayım.  Peki sen ne isteyeceksin proje için abi

- Ben bir şey istemiyorum  al sana SAHİBİNDEN ÜÇ KAĞITÇI PROJE hayrını gör.

- Abi peki ucundan kıyısından  Yapay Zeka felan da sokuştursak iyi olurdu

- Şimdi böyle başlayında İlla soran olursa, sonra resimleri az meyveli çok meyveli diye etiketlersen rastgele sayıyı ona göre ayarlarız.

- Süper olur abi biz bununla hemide Innovasyon ödülü  bilem alırız

- Alırsınız elbette neyiniz eksik...

Pazartesi, Haziran 18, 2018

Keloğlanın Optimizasyonla imtihanı

Zeka Hakkında Kıssalı Yazılar - 6 *

 
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemim beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir varmış bir yokmuş.





Diyarın birinde bir garip keloğlan varmış. Sevdiceği Aykız ile mutlu mesut yaşarmış. Mutlu mesut yeknesaklığından sıkılan YZ Cadısı, Aykızın zihnini çalıvermiş. Aykız keloğlanı, tanımaz, bilmez olmuş. Aykızın zihninide "Optimizasyon" namlı diyarda bir kuyuya saklamış. YZ cadısı bütün bütün kötüde değilmiş, sadece macera seyretmek istermiş. Bu yüzden Keloğlana Aykızın zihnini bulabilmesi için çeşitli alet edavat bırakmış.

Keloğlan önce afallamış, bu alet edavatlar nedir, ne işe yarar. Optimizasyon diyarı nerdedir, nasıl gidilir, üzerinde nasıl gezilir ?  Kel kafacığında deli sorular dolanırken, aklına "Tarihteki ilk YZ projesini"  yürüten Nasrettin Hoca gelir. YZ cadısının bıraktıklarını toparlayıp, çalar hocanın kapısını.

Hoca keloğlanın anllattıklarını dinler. Bırakılan alet edavatları inceler. Sonra başlar anlatmaya;

Evlat optimizasyon denen diyar, büyülü bir diyardır. YZ Cadısı Aykızın zihnini billur bir şişede su olarak o diyarda bir kuyuda saklamış. O diyara dünyevi araçlarla uğraşamazsın şu bırakılan sihirli halılardan birini seçmen lazım. Halı seni her halükarda o diyara götürüp bırakır. Bırakacağı yeri sen seçemezsin ama  Halının köşelerinde ecnebi lisanı ile yazılmış ;"glorot , lecun , xavier , gaussian" diye geçen tılsımlar var. Bu tılsımlardan bazısının bazısından daha uygun noktaya inmeni sağlayacağına inanılıyor. Denemeden bilinmez.

İndikten sonra karayolu ile ilerlemen lazım.  Karayolunda seyahat etmek için şu çizmeleri kullanacaksın. Bu çizmeyi giyerek 1 arşından 100 bin arşınlık mesafeye kadar değişen " learning rate " uzaklıklara zıplaya bilirsin. Uzaklık ayarını çizmenin bağcığıyla ayarlıyabiliyorsun.

Son olarak bu çok gözlü heybe var. İçlerinde milyonlarca minyatür kristal kürecikler var. Optimizasyon diyarında sayısız kuyu ve kuyularda sayısız billur şişeler varmış. Doğru kuyu ve elbette doğru billur şişeyi bulabilmek için bu kristal kürecikleri kullanacaksın. Bu kristal kürecikler sana gideceğin yön ve uzaklığa dair bilgicik verir. Her kürecik sana kısmen doğru kısmende yalan söyler. Bu yüzden tek birinin göstergesine güvenemezsin.  Sen bir seferde  aklında tutabileceğin kadar küreyi çıkar sonuçları birleştir ve ortalamasını al ve o yönde hareket et. Her hareketin öncesinde bu işlemi farklı küreciklerle yap. Küreckler bazen yalan söylüyor dedikya. Seni  yanlış bir kuyuyada götürebilirler. Bu yüzden En başta küreckler den bir kısmını - Test Verisi - ayır. ve Hareket için asla kullanma. Kalanların hepsini gurup gurup kullanıp hepsi bitince. Bu ayırdığın küreckiklerle ulaştığın noktanın sonucunu test edebilirsin.

Hocadan gereken taktikleri alan keloğlan, halıya binip çıkmış yola. İlk indiği noktada hedefine hızlıca varacağını umarak çizmesinin hızını en yükseğe çıkarmış. Ama görmüşki bir o yana bir bu yana tutarsızca zıplayıp durmuş. Keza zıplamalar sırasında pek çok vadinin üzerinden geçdiği görmüş. O zaman farkına varmış ki çok yavaş giderse  hedefine ulaşması çoook uzun sürecek, çok hızlı giderse kontrol edemediği pek çok alanı geçecek. Böylece ilk optimzasyonunu çizme hızını düzgün seçmek olduğunu anlamış. Hızını orta dereceye alıp birazda böyle devam etmeye başlamış. Yaklaştığımı anladıkça biraz dahada yavaşlarım demiş.
Her seferinde seçtiği küreciklerden çıkan sonuca göre yön belirleyip giderken, farketmiş ki kısmi de olsa her seferde yalpalar yapmaktaymış. Bu yaplalamaları azaltıp daha hızlı yol alabilmek için önceki seferlerde küreciklerin söylediklerinide kısmen hesaba katayım demiş - momentum - Böylece daha düzgün bir yol almay başlamış.
Derken güzel bir konuma ulaşmış. Ulaşmış ama ulaştığı yerde hareket için kullanmadığı kürecikler - Test Verisi  -  doğru yerde olmadığını gösteriyormuş. Hareket için kullandığı kürecikler hedefe ulaştık diyorlarkerken, diğerleri ulaştığımız yerin yanlış olduğunu söylüyormuş - Local Minimum -
 Ne yapacağını şaşırmış kalmış. Düşünürken, farkına varmış ki  kürecikler yalan üzerinde ittifaka varıyor. Sonra, Küreciklerin yeterli olacağını düşünüp sadece birazını aldığını, çoğunu boşuna yük olur deyip bıraktığını hatırlamış. Geri dönüp bütün kürecikleri yüklenmiş ve baştan başlamış.
Küre sayısının artması sebebiyle, ilerlemesi çok daha uzun sürmüş ama Küreciklerde yalan üzerinde ittifak edememişler. Peyder pey gerçek hedefe doğru ilerleyebildiğini  hareket için kullanmadığı küreciklerden görmüş.  Uzun bir yolculuktan sonra hedefine varmış Billur şişeyi bulup Aykıza götürmüş. Billur şişedeki suyu içen Aykız eski haline dönmüş...

Gökten üç elma düşmüş biri Hinton'un biri Lecun'un biride Ng nin başına ...

* Zeka Hakkında Kıssalı Yazılar Serisi - 1 2 3 4 5

Salı, Mayıs 01, 2018

b-sequence - 1

 
 
Nedir bu sayılardaki  düzen ?

1 2 3 5 7 10 11 12 14 16 19 20 21 23 25 28 29 30 32 34 
37 38 39 41 43 46 47 48 50 52 55 56 57 59 61 64 65 66 
68 70 73 74 75 77 79 82 83 84 86 88 91 92 93 95 97 100 
101 102 104 106 109 110 111 113 115 118 119 120 122 124 
127 128 129 131 133 136 137 138 140 142 145 146 147 149 
151 154 155 156 158 160 163 164 165 167 169 172 173 174 
176 178 181 182 183 185 187 190 191 192 194 196 199 200 
201 203 205 208 209 210 212 214 217 218 219 221 223 226 
227 228 230 232 235 236 237 239 241 244 245 246 248 250 
253 254 255 257 259 262 263 264 266 268 271 272 273 275 
277 280 281 282 284 286 289 290 291 293 295 298 299 300 
302 304 307 308 309 311 313 316 317 318 320 322 325 326 
327 329 331 334 335 336 338 340 343 344 345 347 349 352 
353 354 356 358 361 362 363 365 367 370 371 372 374 376 
379 380 381 383 385 388 389 390 392 394 397 398 399 401 
403 406 407 408 410 412 415 416 417 419 421 424 425 426 
428 430 433 434 435 437 439 442 443 444 446 448 451 452 
453 455 457 460 461 462 464 466 469 470 471 473 475 478 
479 480 482 484 487 488 489 491 493 496 497 498 500 502 
505 506 507 509 511 514 515 516 518 520 523 524 525 527 
529 532 533 534 536 538 541 542 543 545 547 550 551 552 
554 556 559 560 561 563 565 568 569 570 572 574 577 578 
579 581 583 586 587 588 590 592 595 596 597 599 601 604 
605 606 608 610 613 614 615 617 619 622 623 624 626 628 
631 632 633 635 637 640 641 642 644 646 649 650 651 653 
655 658 659 660 662 664 667 668 669 671 673 676 677 678 
680 682 685 686 687 689 691 694 695 696 698 700 703 704 
705 707 709 712 713 714 716 718 721 722 723 725 727 730 
731 732 734 736 739 740 741 743 745 748 749 750 752 754 
757 758 759 761 763 766 767 768 770 772 775 776 777 779 
781 784 785 786 788 790 793 794 795 797 799 802 803 804 
806 808 811 812 813 815 817 820 821 822 824 826 829 830 
831 833 835 838 839 840 842 844 847 848 849 851 853 856 
857 858 860 862 865 866 867 869 871 874 875 876 878 880 
883 884 885 887 889 892 893 894 896 898 901 902 903 905 
907 910 911 912 914 916 919 920 921 923 925 928 929 930 
932 934 937 938 939 941 943 946 947 948 950 952 955 956 
957 959 961 964 965 966 968 970 973 974 975 977 979 982 
983 984 986 988 991 992 993 995 997 1000 1001 1002 1004 
1006 1009 1010 1011 1013 1015 1018 1019 1020 1022 1024 
1027 1028 1029 1031 1033 1036 1037 1038 1040 1042 1045 
1046 1047 1049 1051 1054 1055 1056 1058 1060 1063 1064 
1065 1067 1069 1072 1073 1074 1076 1078 1081 1082 1083 
1085 1087 1090 1091 1092 1094 1096 1099 1100 1101 1103 
1105 1108 1109 1110 1112 1114 1117 1118 1119 1121 1123 
1126 1127 1128 1130 1132 1135 1136 1137 1139 1141 1144 
1145 1146 1148 1150 1153 1154 1155 1157 1159 1162 1163 
1164 1166 1168 1171 1172 1173 1175 1177 1180 1181 1182 
1184 1186 1189 1190 1191 1193 1195 1198 1199 1200 1202 
1204 1207 1208 1209 1211 1213 1216 1217 1218 1220 1222 
1225 1226 1227 1229 1231 1234 1235 1236 1238 1240 1243 
1244 1245 1247 1249 1252 1253 1254 1256 1258 1261 1262 
1263 1265 1267 1270 1271 1272 1274 1276 1279 1280 1281 
1283 1285 1288 1289 1290 1292 1294 1297 1298 1299 1301 
1303 1306 1307 1308 1310 1312 1315 1316 1317 1319 1321 
1324 1325 1326 1328 1330 1333 1334 1335 1337 1339 1342 
1343 1344 1346 1348 1351 1352 1353 1355 1357 1360 1361 
1362 1364 1366 1369 1370 1371 1373 1375 1378 1379 1380 
1382 1384 1387 1388 1389 1391 1393 1396 1397 1398 1400 
1402 1405 1406 1407 1409 1411 1414 1415 1416 1418 1420 
1423 1424 1425 1427 1429 1432 1433 1434 1436 1438 1441 
1442 1443 1445 1447 1450 1451 1452 1454 1456 1459 1460 
1461 1463 1465 1468 1469 1470 1472 1474 1477 1478 1479 
1481 1483 1486 1487 1488 1490 1492 1495 1496 1497 1499 
1501 1504 1505 1506 1508 1510 1513 1514 1515 1517 1519 
1522 1523 1524 1526 1528 1531 1532 1533 1535 1537 1540 
1541 1542 1544 1546 1549 1550 1551 1553 1555 1558 1559 
1560 1562 1564 1567 1568 1569 1571 1573 1576 1577 1578 
1580 1582 1585 1586 1587 1589 1591 1594 1595 1596 1598 
1600 1603 1604 1605 1607 1609 1612 1613 1614 1616 1618 
1621 1622 1623 1625 1627 1630 1631 1632 1634 1636 1639 
1640 1641 1643 1645 1648 1649 1650 1652 1654 1657 1658 
1659 1661 1663 1666 1667 1668 1670 1672 1675 1676 1677 
1679 1681 1684 1685 1686 1688 1690 1693 1694 1695 1697 
1699 1702 1703 1704 1706 1708 1711 1712 1713 1715 1717 
1720 1721 1722 1724 1726 1729 1730 1731 1733 1735 1738 
1739 1740 1742 1744 1747 1748 1749 1751 1753 1756 1757 
1758 1760 1762 1765 1766 1767 1769 1771 1774 1775 1776 
1778 1780 1783 1784 1785 1787 1789 1792 1793 1794 1796 
1798 1801 1802 1803 1805 1807 1810 1811 1812 1814 1816 
1819 1820 1821 1823 1825 1828 1829 1830 1832 1834 1837 
1838 1839 1841 1843 1846 1847 1848 1850 1852 1855 1856 
1857 1859 1861 1864 1865 1866 1868 1870 1873 1874 1875 
1877 1879 1882 1883 1884 1886 1888 1891 1892 1893 1895 
1897 1900 1901 1902 1904 1906 1909 1910 1911 1913 1915 
1918 1919 1920 1922 1924 1927 1928 1929 1931 1933 1936 
1937 1938 1940 1942 1945 1946 1947 1949 1951 1954 1955 
1956 1958 1960 1963 1964 1965 1967 1969 1972 1973 1974 
1976 1978 1981 1982 1983 1985 1987 1990 1991 1992 1994 
1996 1999 2000 2001 2003 2005 2008 2009 2010 2012 2014 
2017 2018 2019 2021 2023 2026 2027 2028 2030 2032 2035 
2036 2037 2039 2041 2044 2045 2046 2048 2050 2053 2054

Perşembe, Ocak 18, 2018

OpenZeka MARC Mini Otonom Araç Yarışması





Duyanlarınız vardır muhakkak ,MIT de önderliğinde ABD de  Mini otonom araç yarışması düzenlenenmektedir. 
Bu yarışmanın Türkiye versiyonu ilk defa düzenleniyor.  Türkiyede bu  sorumluluğun altına OpenZeka firması girdi. OpenZeka, Türkiyede derin öğrenme farkındalığının öncülerinden olan Ferhat Kurt beyin bir girişimidir.

OpenZeka Marc
En son teknoloji ürünü sensör ve yapay zeka algoritmalarını kullanmak ve uygulama geliştirmek,
Takım çalışması ve takımlara arası etkileşim kültürünü artırmak,
Kendine güvenen ve robotik alanında ülkemizi temsil edecek genç girişimcileri yetiştirmektir.

Bu yarışmaya katılan takımlara yarışmada kullanılacak mini otonom aracın tasarımı ve yapay zeka algoritmalarının kullanımı konusunda ücretsiz eğitim verilecektir.

Open Zeka, bu yarışmayla yakın gelecekte hayatın her alanında yer bulacak otonom sistemleri tasarlama ve algoritma geliştirme seviyesini lise düzeyine indirerek ülkemizde teknoloji firmalarının ihtiyaç duyacağı otonom sistemleri geliştirebilen insan kaynağını oluşmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir.
diye  anlatılmış etkinliğin web sayfasında. Bizcede Bu yarışma,Yapay Zeka ve uygulamaları konusunda bir sosyal sorumluluk projesidir.


Etkinlik kapsamında verilecek eğitimler için elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık.

Etkinlik kapsamında
  • ROS, 
  • kontrol teorisi
  • lidardan veri okuma
  • lidar verisiyle duvarı takip
  • Kameradan veri okuma 
  • Renk Filtreleme 
  • Duba takibi ( Renk  Filtreleme )
  • Parkur ve joyistik kaydı
  • Kayıtı kulanarak Derin Öğreneme Modeli Eğitimi
  • Eğitilmiş Model ile aracın otonom olarak parkurda hareket etmesi
Anlatıldı. Bizde  OpenCv anlattık ve Derin Öğrenme modeli için veri seti toplama, eğitme ve eğitilmiş modelin kullanımı konusunda yardımcı olduk. Pek çok ilgili bilgili insanlarla tanışıp, konuşmakda ayrıca mutlu etti bizi.

Yarışmalar önümüzdeki ay başlayacağını burdan duyurmuş olalım.

Yarışmanın ülkemiz açısından önemi büyük,  pek çok kesimde bilgi birikimi ve tecrübe kazanma vesilesi olacak bir etkinlik.   Bu yüzden uzun ömrülü bir etkinlik olmasını arzu ediyoruz.  Yapay Zeka konusunda  ilgili herkesinde destek olmasını canı gönülden istiyoruz.

Cumartesi, Aralık 09, 2017

Eski Kodlar...

Blogdaki eski yazılarımız halen okunuyor ve paylaştığımız kod ve dökümanlara ulaşılmaya çalışılıyor.  Zaman zaman ulaşılamadığına dair yorumlar ve iletilerde geliyor.

Neler varmış mesela











FAQ kısmımızda bahsettik burda yine tekrarlıyalım. Eski kodlarımızı genelikle "Google-Code"  projesi olarak yayınlıyorduk. Google bu hizmetini kaldırdı hali hazırda sadece eski projeleri indirmek için kullanabiliyorsunuz. 
code.google.com/archive/p/derin-deli-mavi/
Ama buda bir süre sonra tümden kaldırılacak.
Bizde halen kullanılabilecek fadalana bileceğinizi düşündüğümüz kodları githubda bir proje açıp içine aktardık
github.com/birolkuyumcu/ddm_projects_old
Bu github kod deposudan ulaşabilirsiniz...

Perşembe, Ekim 26, 2017

Levent Ali Keten 'nin hatırasına....

Levent ile tanışıklığımız 2009 yılına dayanıyor. Her şey aşağıdaki ilk e-posta ile başladı



Merhabalar, 

...

Sizin de bir yazınızda belirttiğiniz gibi yazılım, içimde hep ukte kalan birşeydi. 1990 yılında üniversiteyi kazanınca yazılımı bıraktım. Üç yıl öncesine kadar da yeniden elime almadım. Yazılıma Commodore 64 le, basicle başladım. Sonraları cobol, ne yazdığımı hatırlayamayacak kadar C. Orta okul dönemim elektronik sevdasıyla geçti. Evde bozmadığım birşey kaldı mı hatırlamıyorum. Ama bir sürü de şey yapmıştım. Sanat okulunu 2.likle kazandığım halde 1. ye bölüm değiştirme hakkı tanıdılar bense tercih sebebiyle Tesviye bölümünde okudum. Sonra onu çok sevdim. Makinalar, çalışmaları hep merakımdı çünkü. Çok iyi bir tesviye eğitimi aldım. Ancak üniversitede matematik eksikliğim yüzünden Turizm Eğitimi bölümünü kazandım. Kısacası devletin bana eğitimim için yaptığı tüm yatırımlar boşa gitti. Elektronik okuyamadığım için tornacı, mühendis olamadığım için turizmci, turizmi sevmediğim için de bilgisayarcı olmuştum. Ama yazılım hep ukte kalmıştı içimde. 

Bu hayatta neyi istediysem Allah'tan hepsinin sahibi oldum. Söke söke aldım hayattan her istediğimi. Uzunca bir bilgisayar satıcılığından sonra, sektörün artık tekel büfeleriyle yarıştığı dönemde kapadım işyerimi. Ankara'ya gidip 6 ay boyunca yazılım kursu aldım. Dot.Net. İyi bir yazılımcıyım. İyi bir algoritma mantığım var. Eğitimden sonra birkaç yazılım yapıp sattım. Fizik tedavi merkezlerine. Ancak sağlık bakanlığı 1 yıl içinde öyle kararnameler çıkardı ki, yazdığım tüm yazılımı iki kez yazmak zorunda kaldım. Sonra kararnamelere yetişemeyince, sağlık alanını bıraktım. Çünkü ekip kurmaya ne maddi gücüm yetiyordu, ne de bu ülkede ortak iş mantığı gelişmişti. Sonra iki yıl Eskişehir'de kaldım. Birkaç firmaya birkaç yazılımdan sonra doğduğum yere, Mersin'e geri döndüm. Burada da aklımdaki projeleri hayata geçirebilmek için, hayatımı idame ettirebilecek bir ek gelir adına web tasarımları yaptım. En son 5 ay önce  Mersin Büyükşehir Otogar'ına otomasyon sistemi yazma işini almam, sizinle tanışmaya kadar getirdi işleri.

Muhasebe otomasyonunu yazdıktan sonra, benden kapı girişlerinde plaka tanıma sistemi olmasını istediler. Herkesin belirli alanlarda uzmanlaşmasını her zaman benimsemişimdir. Bu yüzden bu komponenti yazan bir firmadan alıp kullanmak istedim. İşte herşey ondan sonra başladı. Bu komponenti yazan firmalar, ya komple sistemi satıyorlardı, ya da 5 bin euro istiyorlardı. Ne yalan söyleyim, bu güne kadar 5.000 euroluk bir yazılım işim olmadı. Hele ki Anadolu'da bu fiyat!

En son görüştüğüm bir İstanbul Teknopark firmasına, yaptıklarının yanlış olduğunu, bu komponentin binlerce kullanım alanı olduğunu, bu fiyata sattıkları sürece bu alanlarda bunların kullanılamayacağını, bunun aynı zamanda binlerce istihdamı önlediğine varana kadar konuşmalarım boşunaydı ve en son dalga geçer gibi, bu komponenti 4 yılda bilmem kaç mühendisle, profla yazdıklarını, bunun öyle benim yazdığım yazılıma benzemeyeceğini küçümser bir tavırla söylediklerinde, bende "e bizde oturur kendimiz yazarız" dedim ve hiç alanım olmayan görüntü işlemeye dalmış oldum böylece.

3 aydır kısıtlı kaynaklarla geldiğim aşama plaka karakterlerini temizlenmiş olarak çıkartmak oldu. Bu aşama içerisinde oldukça başarılı sonuçlar elde edebildim. Ancak bu aşamadan sonra OCR işleminde YSA kullanıldığını öğrendim. Elimdeki kaynak miktarı sanırsam bir 200 Mb civarında. Onlarca tez, döküman, internet sayfası vs. Ama  üzülerek söyleyim ki bir çoğu kopyala yapıştır arasına birşeyler sıkıştır yazılmış. 

YSA'yı anlayamadığım için onunla ilgili her hangi bir algoritma ve  kodda türetemiyordum. Taaki sizin sitenizle karşılaşana kadar. Aslında algoritma olarak sizin sitenizden çok yararlandığım söylenemez. Ama YSA'nın ne olduğunu sizin siteniz sayesine öğrendim. Sitenizde ilgimi çeken bu alanla ilgili okumadığım bölümünüz yok. Elleriniz dert görmesin. Ancak ben 38 yaşından sonra yeniden yazılıma döndüm. Teknik olarak okuduğumu eksikleri tamamlama yöntemiyle anladığım bir ingilizcem ve kod olarakda VB.Net. 
Yazdıklarından da anlacağınız üzere, Kendisi benim yaşlarda çekirdekten yetişme, şevkli bir yazılımcıydı.  Hoş sohbetti. Bizimde ysa konusundaki yardımımızla,  o yıllarda bir plaka okuma yazılımı geliştirmeyi başardı. Vefakardı işi bitince bizi unutmadı, sonrasında da irtibatımız devam etti. Gerek online gerekse ankaraya gelikçe yüz yüze görüşmelerle muhabbetimiz devam etti. Çok girişken bir kişiliği vardı. Ben yıllarca dökmeye devam ederken o maceradan maceraya atıldı. Çok değişik alanlarda değişik yazılımlarla uğraşdı. Mesela Damda topraksız tarım işine girişti. Kendi elleriyle imal etti



otomasyonu için devreler kurdu programlar yazdı.

Firmasını  Mersin teknoparka'a taşıdı orada çalışmaya devam ediyordu.
 Keten Yazılım
En son temmuz ayında yazışmamızda
"akciğerde bir kitle tespit ettilerne olduğuna karar veremediler yarın bir docent muayne edecek"
diyerek sağlık problemlerinden bahsetmişti.  Bir kaç kez telefonla ulaşmaya çalıştıysamda, sonrasında görüşmemiz malesef mümkün olmadı.  Şimdide Geçen hafta cuma günü vefat ettiği haberi geldi.
Ben bir dostumu, ülkmizde çilekeş bir yazılımcısını kaybetti çok üzgünüz. Kendisine Allahdan Rahmet. Başta kızı olmak üzere yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz...

Pazar, Ekim 01, 2017

Pooling Terimi hakkında...

Terimlerin dili bizim gibi üreten değilde takip eden topluluklar için  bir mesle olmuştur.  Bilimi , teknolojiyi geliştirenler , terimleride belirlemektedirler. Bizde ise genelliklede terimler olduğu gibi yada küçük değişikliklerle kullanıma giriyor.

Asla böyle bir şey olmamalı anlayışında değilim. Nitekim  teknoloji gibi yabancı tabir yaygın olarak kullanılmaktadır. Sonuçta kelimeler iletişim için kullanılır. Terimin ifade ettiği şeyi bilen insanlar için  kelimenin kendisinin pek bir önemi kalmamaktadır.  Eğer bir terim yeterince yaygınlaşmışsa onun kullanılması gerektiğini düşünüyorum. İlla Türkçeleştireceğim anlayışının çoğu zaman dilde fakirleşmeye sebep olacağını. Hatta asıl fonkisyonu olan iletişimi sekteye uğratacağını düşünüyorum. Mesela ; Teknik kitapların, yaygınlaşmış terimleri bilmeyen birisi tarafından tercüme edilmesiyle anlaşılmaz bir metne dönüştüğünü muhtemelen görmüşsünüzdür.
 
Yaygınlaşmamış bir terimin,  zamanında ve doğru bir şekilde türkçe karşılığının bulunmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.  Terimi ilk defa duyan bir insan o yabancı tabirin ifade ettiği şeyi öğrenir. Kelime sadece o kavramın bir etiketidir.  Türkçe karşılığın önemi burdan geliyor. Düzgün bir karşılık , türkçede ifade ettikkleri sebebiyle konuyu bilmeyen birisinede kavram hakkında bir şeyler anlatır. Bir önek vereyim "bisiklet" kelimesi bisikleti bilmeyen birisi için bir şey ifade etmez. Yabancı dildeki karşılığı bicycle - iki çember -   ile kaffasında hiç bilmeyene bile bir şeyler çağrıştırır.

Yaygınlaşmamış terimlerin türkçeleştirilmesinde yapılan bir hatada da kelime bazlı tercümeye kapılmaktan geliyor. Hatta bu yanlış, bilen insanları anlamsız karşılık yada orjinali arasında bırakıyor. Belkide pekçoğu orjinalini tercih etmek zorunda kalıyor.

Yapılması gereken ne peki derseniz. Benim görüşüm şu şekildedir. Tercüme yapanlar bilir bir kelimenin birden fazla anlamı vardır. Her anlamı bir birini karşılamaz.
Doğru tercüme kavramı Türkçeye çevirmekden geçer.

Yapılan hatayı Derin öğrenme litaratüründeki  "Pooling" tabirine bulunan "Havuzlama"  karşılığı ile açıklayayım.

Gerçekte Pooling terimi neyi ifade eder.




Tercüme mantığı ne peki 
pool =  havuz 
pooling  = havuzlama
Önce çıkarımın yanlışlığına bakalım. Pool ne demek

Oxford Sözlüğünden bakıyoruz. link

iki ana anlamı olduğundan bahsediliyor ilk anlamı

1 ) pool  :  A small area of still water, typically one formed naturally.

Biz fiil olarak kullanığımızdan , fiil hali neymiş diye bakalım .

1 ) pool  Verb :  (of liquid) form a pool on the ground or another surface.

yani havuz yapmak anlamına geliyor. Pooling teriminin derin öğrenmedeki anlamını düşünürseniz. Bu anlamın bu kavramla alakasının olmadığını anlayabilirsiniz.

İkinci anlamına gelelim
2)  pool :  A shared supply of vehicles or resources to be drawn on when needed.
fiil hali
2) pool verb - with object  :   of two or more people or organizations) put (money or other assets) into a common fund.
bu anlamı bizim kavrama daha uygun gibi.

oxford sözlüğü direk pooling için ayrı bir anlam vermemiş. Cambridge sözlüğünde şöyle bir karşılık var
pooling : the act of sharing or combining two or more things

bu anlam aslında kavramın ifade ettiği şeyi hissettiriyor. Birden fazla şeylerin bir araya getirilip paylaşılması.

Gelelim  Türkçe tarafına ;

TDK sözlüğünden havuzun manasına bakalım peki
havuz
isim Arapça ḥavż
1. isim Su biriktirme, yüzme, çevreyi güzelleştirme vb. amaçlarla altı ve yanları mermer, beton benzeri şeylerden yapılarak içine su doldurulan, genellikle üstü açık yer
"Ben havuzu seyrederken o giysileriyle içine dalardı." - R. Mağden
2. Kum, asit vb. konulan çukur yer
"Kum havuzu."
3. denizcilik Büyük gemilerin onarılmak için çekildikleri yer
4. Bir amaç güdülerek farklı kaynaklardan gelen paranın ilgililere daha sonra paylaştırılmak üzere toplandığı belirli bir yer

Bu dört anlamdan olsa olsa sonuncusuyla bir nebze zoraki bir bağdaştırma yapabilirbiliriz. Ama bir başka problem daha var "Havuzlama" fiil olarak zaten TDK sözlüğünde mevcut.  Denizcilikte 3. anlamı için kullanılıyor. 
havuzlamak : Gemiyi onarmak için havuza çekmek
Zoraki bağdaştırma ancak kavramı bilen için bir anlam ifade eder. Doğrusu bulunan karşılığın Kavramı bilmeyen için kavram hakkında ip uçları verebilmesidir.

Sonuç olarak ;  havuzlamayı pooling karşılığı olarak kullanmayı doğru bulmuyorum. Ne saçma türkçe karşılıları savunmak nede olduğu gibi bırakmak doğru değil. Benim tercihim ya doğrudan pooling diyorum yada ebat küçültme yada  örneklem tabirini kullanıyorum.

Cumartesi, Ağustos 26, 2017

Derin Öğrenmede Kütüphane Savaşları 1

    Artık derin öğrenme - deeplearning- çok moda bir kavram oldu. Her tarafta hakkında bir şeyler söyleniyor. Hiç aklınıza gelemeyecek konularda uygulamalar görüyorsunuz duyuyorsunuz.

Piyasadaki çoğu derin öğrenme kütüphanesi  -framework- açık kaynak kodlu ve ücretsiz kullanıma uygun lisanslı olarak bulunuyor.  Büyük şirketler, İlk etapta para kazanamasa bile, yaygınlık kazanacak , piyasada hakim konuma sahip framework'un sahibi yada hamisi olmak  istiyorlar.  Bunca popülerlik büyük şirketlerinde iştahını kabartıyor yani. Buda  savaşın daha da şiddetleneceğini gösteriyor.

Benim bakış açıma göre savaşın taraflarından ve kütüphanelerden bahsedeyim dedim.
Savaşın taraflarından olan başlıca şirketler ; Google, Facebook, Microsoft, Amazon, Intel...
kütüphanelerle ilgilir görüşlerimler şirketlerin konumlarından da bahsedeceğiz.

Caffe / Digits / Caffe2

Caffe piyasanın en eski kütüphnelerinden  C++ / Cuda temelli. Çoklu GPU deseteği var. Görüntü tabanlı problemler için oturmuş bir yapıda.  Bence ticari olarak doğrudan uygulamaya girebileceğiniz bir kararlılıkta. Benim için en büyük avantajlarından biride windows desteğinin olması. Intelin CPU optimize versiyonu da var. Caffenin OpenCL versiyonuda var.

Digits, NVDIA nın  daha çok Caffe tabanlı  belkide piyasada bulabileceğiniz yegane sağlam GUI . Kod yazma işleri ile fazla boğuşmaya gerek olmadan  yine görüntü tabanlı projeler için kullanabileceğiniz bir program.
  • Nesne Tanıma  - Object Recognition -
  • Nesne Bulma  - Object Detection -
  • Semantik Bölütleme  - Semantic Segmantation -
gibi problemler için doğrudan çalışmaya başlaya bilirsiniz.  Üstelik ülkemizde NVIDIA Deep Learning Institute (DLI) den sertifika alabileceğiniz eğitimi de var. bakınız 
openzeka.com/egitim/  

Caffenin eksikliklerinden bahsedelim.

1) Caffe malesef merkezi güçlü bir yönetime sahip olamadı. Pek çok değişik insan caffe bazlı pek çok değişik çalışma yaptı. Ama bu çalışmalar bölük pörçük sağda solda duruyor.  Ana kod deposuna vakti zamanında birleştirmeler yapılmadığından şimdi istensede bir araya gelemiyor.  Hatta NVDIA bile kendi caffe versiyonunu oluşturdu. Derin öğrenme çok hızlı gelişen bir alan olduğundan kütüphanenin güncel gelişmelere çok hızlı adapte edilmesini gerektiriyor.

2)  Görüntü dışı uygulamalar için gereken yapılar çok geç kütüphaneye dahil edilde ve halen çokda dökümante edilmedi. RNN yapıları gibi. Bu tür ihtiyaçları olan insanlarda başka kütüphanelere yöneldiler.

Caffe2, Başda Facebook olmak üzere değişik firmalar tarafından piyasaya sürüldü. Caffenin popülerliğinden de faydalanarak  daha çabuk yayılmayı hedefleyen bir proje. Vaadleri oldukça parlak;
mesela mobilde çalışma desteği. Henüz deneme şansını bulamadım ama caffe kullanıcısı olarak beni cezbeden bir yanı var.


Torch / PyTorch

Torch aslın da epey eski bir Yapay Öğrenme (ML) kütüphanesidir. Hatta torch'u temel alan bir bilgisayarlı görü kütüphanesi TorchVison hakkında bir yazı yazmıştık. Torch kütüphanesi zamanla değişti. Lua temelli scriptlerle çalışır hale geldi ve Derin öğrenmenin öncüleri tarafından da yaygınlıkla kullanıldı. C / Cuda temelli yapısı ile pek çok ortamda çalışabiliyor. Facebook 'un desteklediği bir proje. Artık windows desteğide varmış. Şahsi fikrim Lua bana sevimli gelmedi. Gerek Yapay Öğrenme gerekse Derin Öğrenmede ana tercih edilen dil python. Bu yüzden hiç kullanmayı düşünmedim.

PyTorch ; Lua dez avantajının onlarda farkına varmışlarki  PyTorch 'u çıkardılar. Çok övülen bir kütüphane ama yolun başında ve Yarışa epey geç katıldı. Halen Windows desteği yok...


Theano

Piyasanın eskilerinden ve malesef garibanlarından. Python temelli esnek bir yapısı olan bir kütüphane. Gariban çünkü doğrudan destek veren büyük bir firma yok. Windowsda kolaylıkla çalıştırabiliyorsunuz.  GPU desteği konusunda bir çalışması - libgpuarray  - var.  Cuda yada OpenCL de de çalışıyor. Türkçesi şu NVDIA gpunuz olmasada, diğer firmaların ürünleri ile derin öğrenmede  GPU kullanabiliyorsunuz. Doğrudan kullanmadım ama Keras 'ın altında theanoyu tercih ediyorum.

devam edecek...


Pazar, Haziran 18, 2017

Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş





Saff Suresi
8. Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır.
9. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O'dur.
10. Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?
11. Allah'a ve Resûlüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
12. İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
13. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.
14. Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havârîlere: Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? demişti. Havârîler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

 İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raci’un

Cumartesi, Mayıs 21, 2016

Günahsız Dille Duâ

Ey Rabbimiz eğer unutmuş ve yanılmışsak bizi sorumlu tutma.
Ey Rabbimiz, bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma, gönüllerimizi aç, işlerimizi kolaylaştır.

Allahım Bize kendine yakınlaşmayı kolaylaştır. Senden uzaklaştıracak şeylere fırsat verme. Bizi sana muhtaç olma ve senden başkasına ihtiyaç duymama hissiyle müstağni kıl....

Bize ibadet ve itaat için en kolay yolu nasib et. Gaflet ve hatalarımızdan dolayı bizi hesaba çekme. Günlerimizi sana yakınlığa vesile olacak ve rızanı kazandıracak amellerle geçirmeyi nasib eyle...

Allahım ! Dillerimizi ancak zikr-i ilahine bırak Kalblerimizi Zat-ı ilahinden başkasına bağlama. Ruhlarımızı sana yakınlığın latif rüzgarıyla ferahlandır, gönüllerimizi sevginle doldur. iç dünyamıza kullarına karşı iyi niyetler yerleştir.Nefislerimizi ilmin cihetine yönelt...

Bizi temizi alan kirliyi bırakan, afiyetin kadrini bilip şükreden ve kendisine vekil olman için
senin kefilliğine razı olan kullarından eyle. Bizleri azametini tanımaya muvaffak kıl...


....

Resûlullah (sas) Hazretleri ashabına şöyle buyuruyor:
-Allahü Teâlâ'ya günahsız dille duâ edin!
Diyorlar ki:
-Yâ Resûlallah, günahsız dilimiz yoktur, nasıl günahsız dille dua edeceğiz?
Şöyle açıklar günahsız dille dua etmeyi:
-Sizin diliniz kendiniz hakkında günahlıdır, ama başkaları hakkında günahlı değildir.
Öyle olunca siz başkaları hakkında günahsız olan dilinizle dua edin, onlar da sizin hakkınızda günahsız olan dilleriyle dua etsinler. Böylece günahsız ağızlarla birbirinize dua etmiş, makbul duaları almış sayılırsınız...

Dua eder dualarınızı bekleriz Özellikle vav çizmek için sandalcı çavuşluğunu bırakan ihtiyar için

Cuma, Nisan 08, 2016

Bizden Haberler

Epeydir bir şey yazamıyorum. Aslında yazacak çok şey çıkıyor. Vakit bulup toparlayıp yazarım dedikçe zamanla yitip gidiyor. Bütün bütün kaybolmadan işaret taşı nevinden bir kaç satır karalıyalım dedik.

İlk olarak kitapdan bahsedelim. Kitabın ikinci baskısına geçileceği bildirildi. Memleketimizde çokda yaygın olmayan bir konudaki kitabın ikinci baskıya gitmesi bence güzel bir gelişme. Alanlara, tanıtanlara ve yayılmasına yardımcı olanlara burdan teşekkür ederim.

Geçen sene oldukça yoğun geçti aslında. Yılınbaşında Tübitak Desteği için başvurulan bir proje içindeydik. Proje konusu aşağı yukarı "nöro marketing" üzerineydi.  Nöro marketing beyin dalgalarının anlamdırılması esasına dayanan bir alan. Beyin dalagalarının anlamlandırılması zaten uygulama alanı çok geniş bir alan. Bunun pazarlama amaçlı kullanılarak ticari kazanç elde edilmesi üzerine bir projeydi. Bilimum bürokratik işlem ve alınan danışmanlık hizmeteri sonunda proje sunum aşamasına geldi. İlk aşamada 2 hakem atandı değişik üniversitelerden. Farklı tarihlerde ayrı ayrı sunum yapıldı. Aradan bir kaç ay geçince muhtemelen  hakemlerin farklı görüşlerinden yeni 2 hakem daha atandı. Onlarada ayrı ayrı sunum yapıldı. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra projenin kabul görmediğini öğrendik malesef.

Yılın son 6 ayında bu sefer bilgisayarlı görü alanında bir projeye dışardan yardımcı olduk.


IHA görüntüleri üzerine bir Ar-Ge projesi idi.

Gerek yukarda bahsettiklerim gerekse bu tür projelerle uğraşanlardan dinleiklerime istinaden memleketimizdeki Ar-Ge projelerindeki problemler hakkında en azından başlık olarak bir şeyleyler karalayalım. Uygun bir imkan bulursak genişletilmiş versiyonunuda yazarız



* Ekip nasıl kurulur ? :  İstenen nitelikde insan bulamama çünkü yok yetişmemiş. Olmayan nitelikleri ve ilaveten "ağzıyla kuş da tutsun " şeklinde ilanlarla heveslileri kaçırmak. Hevesliler kaçınca geriye hallederiz cilerin kalması. Hallederizle hiç bir şeyin hallolmayacağı. Şaş kaza hevesli , Kısmen nitelikli insanında bütün işin üzerine yıkılması ile geldiğine pişman edilmesi.

*Plan Nasıl Yapılır :  Ekip yok, Ekipman yok, Veri yok. Beklenenlerin teknik olabilirliği meçhul. Zaman kısıtlaması evler şenlik, dünyada eşi olmayan çalışmayı 6 ayda çıkarmak istenir...  Buyrun cenaze planına...

*Akademik Danışma veya Danışamama : Projenize uygun yeterlilikte danışmanı nerden bulursunuz. Eş dost tanık diye adı yazılanlar. Bulduğunuz danışman ne derece vakit ayırabilir.  Adamın işi başından aşkındır, ip ucu nevinden ufak yönlendirmeler ancak yapar. İp ucunu takip edecek dedektif yok. Kimisi olabildiğince teorik kalır. Şuralarda daha kısa bir yol olabilir araştıralım der. projenin kısıtlamalarına bakmaz İş gücü çıkmaz sokaklarda gezer durur.

*Devlet Desteğimi , Kösteğimi :  hibe desetği olmadığı sürece  bence "Projenin teknik olabilirliği"  dışında  ıvır zıvırla uğraşmaması gerekirken. Bilimum bürokrasiyi önünüze yığması. Kabul red kriterlerinin net olmamması. Fuzuliden günümüze proje sundum tanıdık değil deyu almadılar anlayışının devam ediyor olması.  Yurt dışında başarılı olmuş projelerin çoğunluğu memleketimizde olsa destek alamıyacak oluşu...

*Yatırımcı Melek mi ? : Yurt dışında başarılı olmuş projelerin çoğunluğu memleketimizde olsa yatırımcı bulamıyacağı gerçeği. Yurt dışında yatırımın fikre ve fikri gerçekleştireceği düşünülen ekibe yapılırken. Memleketimizde yatırımcı hazır sofraya ortak olma şeklinde yapılır. Yatırımcı arıyan, fikre ve ekibe, hazır sofra sorarlar.

*Ar-Ge Nedir : Gerek ekipden biri olarak, gerek devlet olarak gerek yatırımcı olarak,  Ar-Ge nin ne olduğunu farkında olmadığımızın farkındamıyız ?  Araştırma ve Geliştirme ; Araştırma ve geliştirme işini araştırmadan yapabilrimiyiz ?  Nasıl planlaya biliriz şu kadar adam saatte biter diye. Gittiğimiz yönün doğru olduğunu ve isteğiğimiz sonucu vereceğine nasıl emin olabiliriz. Emin oluyorsa bu zaten araştırma değildirki !.  Bu durumda hazır sofranın - iş modeli- olmasının imkanı varmıdır.?

Haberlere devam edelim

mbed ile embeded konusuna bakdığımı söylemiştim.  Başka bir tür kart ile yine ufak bir çalışmam oldu.

Nesnelerin interneti IoT kavramı bunca popülerken bakmamış olmamız bir eksiklik olurdu. Ardunio bazlı wireless bağlantısı kurabilen mini bir board. Eklenmiş olan düğmeye basınca
ardesine bir sayaç değeri yolluyor.  Yazılımcıların çekinmemesi gereken bir alan diye düşünüyorum. C / C++ biliyorsanız, yabancılık çekmiyorsunuz.

Son olarak da Derin öğrenme konularına değinelim.  En az IoT kadar popüler olmaya aday bir konu. Bu konuda çalışabilmek için benim emektar diz üstü bilgisayarımı devredip yeniledim. bir Toshiba i7 ve NVDIA grafik kartlı bilgisayar aldım. Elbette yeterli değil ama konu üzerinde denemeler yapabilecek sevyede bir imkan sağlıyor.

İlla Linux da kullanın  derin öğrenme kütüphaneleri şak diye kuruluyor masalına bende inanıp bazı denemeler yaptım. Sonucusu bilgisayarın göçmesiyle sonuçlanan 3 denemeden sonra vaz geçtim. İlk olarak Linuxda söylendiği gibi her şey güllük gülistanlık değil. İkinci olarak Linux komut satırı handikapından kurtulmamış. Daha doğrusu kurtulmak istemiyor. Her problemde karşınıza bir kamyon komut satırı işler düşüyor. sonuçda garanti değil bu arada.
"X problemini çözmek için şu şu komutları yazın. "
Bilmem kaçıncı aşamada biri hata veriyor ortada kalıyorsunuz Geri nasıl alınacağıda meçhul.

 İlerde bir daha denermiyim bilmiyorum ama Windows da da pek ala idare edebiliyorum şimdilik.  Caffe yi mxneti theanoyu kurdum. Caffe de eğitim denemeleri yaptım . caffe ve mxnette hazır modelleri kullandım. Tabii bu arada el mahkum pythona başladım.

Derin öğrenmede genelde bütün yollar Python 'a çıkıyor. Rahmetli İsmail Arı zamanında söylüyorduda dudak büküyorduk. Akademik camia matlabdan nedendir bilinmez pythona göç etmişler. Heme her konuda python kütüphanesi bulabiliyorsunuz. Keza Derin öğrenme kütüphaneleride çekirdiği C++ da yazılsada kullanımı python tercih edilmiş durumda. Bizde python öğrenmeye başladık.

Pythona dil olarak her şey serbest bir dil yapısında tip tanımlama yok. Bu her ne kadar özgürlük gibi görünsede bence eksiklik. C / C++ da bir fonksiyonun prototipi size iyi kötü nasıl kullanacağınızı anlatır. şu şu şu tipte verileri yollayacağım şu tipde bana sonuç dönecek vs... Pythonda en azınmdan benim için hiç bir şey ifade etmiyor. Devasa kütüphaneleri olan bir sistem ama dökümante edilmiş hatta örneklenmiş değilse kullanamazsınız. Güzel tarafı ise kütüphanelerin kurulumu için bir sistemi var pip Pek çok - dikkat her demiyorum - kütüphane için çalışıyor. Paket kurulumunda bir problem yoksa tek satırla koda dahil edilebiliyor.

Pythonda bir başka problemde hangi versiyonun kullanılacağı problemi  2.x mi 3.x mi Uzun uzun araştırmaya gerek yok. Hali hazırdaki kütüphane desetği yüzünden 2.x i tercih edin. Python kurarken pek çok kütüphanenin hazır olarak bulunduğu dağıtımları tercih etmeniz sizin için iyi olacaktır.
wiki.python.org/moin/PythonDistributions
Ben Anacondayı yı tercih ettim. Hatta şöyle bir çalışmada yaptım


Python Deneme from bluekid on Vimeo.

python + openCv + sklearn

IDE olarak önerilerim.


Yazıyı çok uzatmışız umarım okuyan çıkar. Bizden haberler şimdilik bu kadar.

Günün anlam ve önemine istinaden Kandiliniz , Cumanız, Üç aylarınız maddi manevi hayırlara vesile olsun İnşallah